2023 yılının Temmuz ayının ortaları, Türkiye’nin çeşitli illerinde beklenmedik bir doğa olayıyla şaşırttı. Özellikle tarım arazileri ve hayvan besiciliği açısından kritik bir dönemde gerçekleşen dolu yağışı, çiftçileri ve hayvan sahiplerini ciddi anlamda etkiledi. Kısa sürede oluşan bu doğal afetin, tarım ürünleri üzerindeki yıkıcı sonuçları ve hayvancılık sektöründeki olumsuz sonuçları, medyada geniş bir şekilde yer buldu. Neredeyse her kesimden yapılan yorumlar, bu durumun ne kadar büyük bir etki yaratabileceğine dair farklı görüşler içermekte.
Dolu yağışı, özellikle tahıl ürünleri, meyve ve sebze yetiştiriciliği yapan çiftçiler için felaket niteliğinde oldu. Ülkenin büyük bir kısmında, özellikle de Ege ve Marmara bölgelerinde yaşanan bu dolu olayının ardından, tarım alanlarında yüzlerce ton ürün zarar gördü. Dolu tanelerinin büyüklüğü bazı bölgelerde yumurta büyüklüğüne kadar ulaştı ve bu durum, tarım arazilerini perişan hale getirdi. Çiftçilere göre, bu tür bir dolu yağışının olmadığı yıllar sonrasında meydana gelmesi, ziraatçiler için kötü bir haber niteliğinde...
Bununla birlikte, dolu yağışı sonrasında çiftçilerin finansal kayıpları artmış durumda. Bankalara olan kredi yükümlülükleri başta olmak üzere, tarımsal üretim kaygıları, çiftçilerin geleceğe dair planlarını olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle kış mevsimi için planlanan ekimlerin bile riske girmesi, dönüm başına maliyetleri arttırmakta. Böyle bir durumda çiftçilerin nasıl bir strateji izleyeceği ise belirsizliğini koruyor. Ülkede tarım sektörünün en büyük sorunlarından biri olarak öne çıkan iklim değişikliği, dolu yağışlarının sıklığını artırırken, çiftçiler için de sürdürülebilir üretim yöntemlerini bulmak zorunluluğu getirdi.
Dolu yağışının sadece tarım ürünleri değil, hayvancılık sektöründe de önemli etkileri olduğu gözlemleniyor. Sıklıkla otlak alanlarının hasar gördüğü, özellikle de hayvanların beslenmesi için gerekli olan yem bitkilerinin zarar gördüğü bilgisi ulaştı. Çiftçiler, hayvanların beslenmesi için gereken yem miktarını karşılamakta zorlanacaklar ki bu durum hayvanların sağlığını da olumsuz etkileyebilir. Küçükbaş ve büyükbaş hayvan besiciliği ile uğraşanların, dolu sonrası oluşan hasar nedeniyle sürülerinin çoğunun bakımını yapmakta zorluk çekecekleri düşünülüyor.
Ayrıca, hayvanların su kaynaklarına erişiminin azalması gibi başka zorluklar da ortaya çıkmakta. Dolu yağışından etkilenen meralar, hayvanların otlayabilmesi için ihtiyaç duyulan su kaynaklarını da etkiliyor. Bu durum, sadece üretim kaybına değil, aynı zamanda hayvan sağlığına da ciddi etkiler yaratabilir. Veteriner hekimler, hayvancılık sektöründe dolu yağışının yarattığı etkilerin bilincinde olarak, besicilerin nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda önerilerde bulunuyorlar.
Ülkemiz genelinde dolu yağışlarının tarım ve hayvancılık üzerindeki etkilerinin yanı sıra, bu doğal afetin ekonomiye olan olumsuz etkileri de göz ardı edilemiyor. Tarım, hayvancılık ve gıda üretimi gibi temel sektörlerin zarar görmesi, nihai olarak gıda fiyatlarını da artırabilir, bu da tüketiciye yansıyacaktır. Çiftçiler, bu dönem içerisinde nasıl ilerleyeceklerini düşünmek zorundalar; destek ve teşvik programlarının artırılması gerektiği düşünülmekte.
Sonuç olarak, dolu yağışı gibi doğal afetlerin tarım ve hayvancılık alanında yaratabileceği sonuçlar, çiftçilerin ve besicilerin geleceğe dair daha fazla endişe duymasına yol açmakta. Ülkemizde yaşanan bu olay, iklim değişiklikleri ve doğanın gücünü yeniden gözler önüne serdi. Ziraat mühendisleri ve uzmanlar, bu tip olayların öncesinde nasıl önlemler alınabileceği konusunda çalışmalarını artırmakta. Çiftçilerin desteklenmesi, araştırma geliştirme çalışmaları ve eğitimle daha az etkilenebilirlik konusunda adımlar atılması, gelecekte benzer olayların zararını en aza indirmek için önemli bir aşama olacak.