Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), önemli bir siyasetçi ve aktivist olan Sırrı Süreyya Önder, ölümünün ardından büyük bir saygıyla anıldı. 2023 yılında hayatını kaybeden Önder’in anma töreni, sadece onun yaşamını değil, aynı zamanda Türkiye'nin siyasi tarihinde bıraktığı önemli izleri de gözler önüne serdi. Hikayesiyle, mücadeleleriyle ve politik duruşuyla birçok insanın gönlünde yer eden Önder, anma etkinliğinde sevenlerini bir araya getirdi.
Sırrı Süreyya Önder, 1964 yılında Tunceli’de doğmuş ve genç yaşta politikaya ilgi duymaya başlamıştır. Sanatçı kimliğiyle de bilinen Önder, sinema ve tiyatro alanında önemli eserlerde yer almış, toplumsal konulara duyarlılığıyla dikkat çekmiştir. Özellikle, barışı ve insan haklarını savunması, onu Türkiye'nin önemli sol görüşlü figürlerinden biri haline getirmiştir. 2007 yılında partisinin adayı olarak TBMM’ye girmiş ve burada cesur çıkışlarıyla dikkat çekmiştir. Önder’in politik kariyeri boyunca, toplumsal adalet, barış ve sosyal eşitlik gibi konulara olan bağlılığı, onu halkın sesi haline getirmiştir. Hem siyasetteki hem de kültür sanat alanındaki mücadeleleri, genç nesillere ilham kaynağı olmuştur. Dolayısıyla, onun vefatı, yalnızca ailesi ve yakınları için değil, aynı zamanda tüm Türkiye için büyük bir kayıp olmuştur.
Anma etkinliği, Meclis’te düzenlenen bir törenle gerçekleştirilmiştir. Törene, pek çok milletvekili ve sanatçı katıldı. Konuşmalar sırasında Sırrı Süreyya Önder’in hayatından kesitler sunuldu ve onun ideallerinin hâlâ yaşadığı hatırlatıldı. Katılımcılar, geçmişte Önder’in gerçekleştirdiği sosyal projeleri, çözüm önerilerini ve cesaretle savunduğu değerleri anarak, onun mirasını yaşatmayı amaçladıklarını ifade ettiler.
Törende, pek çok konuşmacı, Önder’in onurlu duruşunun ve fikrî dünyasının yalnızca siyasi alanda değil, sosyal yaşamda da önemli örnek teşkil ettiğini vurguladı. Özellikle, kendi haklarını savunmak için mücadele eden bireylerin, Sırrı Süreyya Önder’den nasıl ilham aldıkları anlatıldı. Bu bağlamda, katılımcılar, onun adalet, eşitlik ve barış anlayışının gelecekteki kuşaklar için de önemli bir ders olacağını ifade ettiler. Sırrı Süreyya Önder’in anısına düzenlenen bu etkinlik, aynı zamanda onun mücadelesini ve vizyonunu sürdürmek için ne kadar önemli bir sorumluluk taşıdığımızı da hatırlatıyor. Duygusal anların yaşandığı törende, katılımcılar, gözyaşlarını tutamadı; birçok kişi, Sırrı Süreyya Önder’in anısını canlı tutmak için yapılacak çalışmalara destek vereceklerini belirtti.Önder’in yaşamı boyunca birçok zorlukla karşılaştığı, ancak hiçbir zaman mücadeleyi bırakmadığı herkes tarafından biliniyor. Tören esnasında bu zorlukların üstesinden gelebilme gücünün, artistik ve siyasi kimliğinin bir parçası olduğu vurgulanarak, katılımcılar arasında Önder’in güçlü duruşunun nasıl ilham verici bir örnek oluşturduğuna dair pek çok anekdot paylaşıldı. Sırrı Süreyya Önder, ölümü sonrası bile toplumu bir araya getiren, barış ve hoşgörü konularında duyuruları ve projeleriyle yaşamaya devam ederek Türkiye’nin unutulmaz bir simgesi haline geldi.
Bu törende yapılan duygu dolu konuşmalar sayesinde, Sırrı Süreyya Önder’in mirası, bu topraklarda insanların bir arada, birbirine anlayışla yaklaşması için bir katalizör işlevi görecektir. Hem geçmişe olan özlemi pekiştiren hem de geleceğe umut taşıyan bu anma etkinliği, birçok kişi için yeni bir başlangıcın habercisi oldu. Umarız ki, bu tür etkinlikler toplumda daha fazla dayanışma, barış ve hoşgörü için ilham verecek ve Sırrı Süreyya Önder gibi bireylerin değerleri, kalplerimizde daima taze kalacaktır. Anma töreninin hemen ardından, katılımcılar önceki sözleşmelerinde bahsettiği projeleri yeniden gözden geçirmek ve topluma katkı sağlamak amacıyla bir araya gelmeye karar verdi.
Sonuç olarak, Türkiye'nin siyasi hayatında derin izler bırakan Sırrı Süreyya Önder’in hayatı ve mücadelesi, sadece politik bir figür olmanın çok ötesinde bir anlam taşıyor. Onun anısı, mücadele ruhunun ve insani değerlerin her zaman yaşatılması gerektiğini bizlere hatırlatıyor. Bu tür anmalar, toplumumuzun değerli bireylerine olan saygımızı göstermenin yanı sıra, gelecekte de benzer mücadelelerin sürdürülmesinin önemini vurguluyor.