Çanakkale'de yaşanan orman yangınları, bölgeyi saran duman ve alevlerin tehditi altında bir süredir sürmekteydi. Yerel halk ve itfaiye ekipleri, yangınların kontrol altına alınması için büyük bir mücadele vermekteydi. Nihayetinde, 12 gün süren felaketin ardından yangınlar kontrol altına alındı. Ancak bu süreç, birçok aile için derin izler bıraktı. Yangınların söndürülmesiyle birlikte, hayvanların, bitkilerin ve havanın geleceği üzerine yoğun tartışmalar başlamışken, bölgedeki zarar gören ekosistem ve kaybolan hayatlar akılları meşgul ediyor. Duygusal bir karmaşa içinde, kayıplar ve var olan hayatlar üzerine derin bir değerlendirme yapılmakta.
Maalesef, bu büyük felaketin ardından kaybedilen sadece ağaçlar ve doğal hayat olmadı. Yangınların etkisiyle birçok ev, tarım arazisi ve hayvan yaşamı da ciddi zarar gördü. Özellikle küçük yerleşim yerlerinde yaşayanlar, yangınlardan sonra biriken köy hasretini derinden hissetmekte. Evlerini kaybeden aileler, destek arayışında; duygusal ve maddi travmanın üstesinden gelmek için mücadelerine devam etmekteler. Yangın sonrası yapılan yardım çalışmaları, çok sayıda gönüllü ile birlikte bölgedeki halka umut sunmaya çalışıyor. Ancak, kayıplar yalnızca maddi değil; birçok insanın anılarının bulunduğu yerler de artık yok. Kayıplar, insanları derin bir yalnızlık içine sürükleyerek, toplumsal bir madde yaratıyor.
Yangınların kontrol altına alınmasının ardından, bölgenin geleceği için umut besleyenler de az değil. Çanakkale Valiliği ve yerel yönetimler, yangın sonrası yeniden yapılanma için projeler geliştirmeye başladı. Özellikle ekosistem dengesinin yeniden sağlanması, ağaçlandırma faaliyetleri ve yerel halkın yaşam standartlarının yükseltilmesi konularında çeşitli adımlar atmayı hedefliyorlar. Yaşanan felaketin ardından kurumlar, tarım ve hayvancılıkta yeniden yapılanmanın gerekli olduğunun farkına vararak yerel halkla iş birliği yapmayı planlıyor. Bu yeni yapı, hem doğanın hem de insan yaşamının sürdürülebilirliğini sağlamada önemli bir katkı sunabilir.
Dolayısıyla, yangınların izleri silinmeye çalışılırken, mevcut örf ve adetlerin korunarak bölgenin yeniden hayat bulması gerekmektedir. Kazananlar; kaybettiklerimizle birlikte, gelecekte daha güçlü bir dayanışma içinde toplum olarak yeniden doğma umudunu taşımaktadır.
Çanakkale, tarihinde birçok kez zor zamanlar geçirmiştir; medeniyetler burada doğmuş ve yok olmuştur. Şimdi ise doğa ile insanın yeniden barışması, geçmişte yaşanan tecrübeler ışığında mümkün görünmektedir. Çanakkale Orman Yangınları, bir yandan tarihsel bir dönüm noktası olurken, diğer yandan da dayanışmanın ve umudun pekişmesine vesile olmaktadır. Umarız gelecek günler, bu felaketin geride bıraktığı acıları bir nebze olsun dindirebilir ve doğanın annelik şefkatiyle yeniden yeşermesine olanak tanır.
Bölge halkının dayanışması, doğanın yenilenmesi ve yaşanan bu zorlu süreçte buluşan gönüller, yeni bir başlangıcın habercisi olarak geleceğe umutla bakmamıza yol açıyor. Her şeyin ötesinde, insan ruhunun dayanıklılığı ve birliktelik ruhu, umudun en büyük kaynağı olarak kalacaktır.